Sağlığımızı neden kaybediyoruz, organlarımızı normal sağlıklı fonksiyonlarından uzaklaştıran sebepler nelerdir gibi sorular hepimizin merak ettiği konulardır. Endüstriyel gelişim ile birlikte, binlerce kimyasal bileşen doğaya atılmaya başlandı. Aldığımız ilaçlar, yediğimiz gıdalar, içtiğimiz su ve aldığımız her nefes vücudumuza yeni toksinleri taşımaktadır diyor uzmanlar... Peki nedir bu toksin?
Toksinler ciddi sağlık riski yaratabilecek olup, haklarında çok az şey bilinmektedir. Üstelik de, iki veya daha fazla toksin bir araya geldiğinde daha güçlü bir etkiye sahip olup sağlığımızı etkilemektedir. Dişlerimizdeki cıvalı dolgular, kök kanallarında anaerobik bakteri, antibiyotik kullanımına bağlı bağırsaklarda anormal bakteriyel flora, kurşunlu benzin kullanıldığı dönemde kemiklerimizde birikmiş olan kurşun, kanımızda dolaşarak karaciğer metabolizmasını bozan ilaçlar her geçen gün artmaktadır. Toksin kaynakların hızla çoğalmasından dolayı vücudumuzu hızla toksinlerden arındırmamız (detox) gerekmektedir.
Detox Nedir?
Detox; vücudun kendi kendini onarmasına yardımcı bir yöntemdir. Nasıl ki antibiyotikler vücuttaki bakterileri öldürmeye yarıyorsa, detox da hücrelerin normal çalışmalarına engel olan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan bir sistemdir. Aynı zamanda hücreler aktivitelerini maksimize edecek beslenme desteğini de alırlar. Böylece vücudun kendi kendini bakım etme mekanizması çalışabilir. Eğer insanın detoxifikasyon mekanizması zayıf ise daha hızlı yaşlanma eğilimindedir ve kalp hastalıkları, kanser ve kronik dejeneratif hastalıklara yakalanma şansınız daha fazla demektir. Detoxifikasyon sinir sistemi, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemini korumaktadır. Detoxifikasyonu öğrendikten sonra daha uzun seneler sağlıklı ve genç kalabileceksiniz. Hangi hastalığınız olursa olsun detoxifikasyon size yardımcı olabilmektedir. Çünkü, detox sayesinde önemli organların ve organ gruplarının örneğin beyin, böbrek, karaciğer, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarının full kapasite ile çalışması ve performanslarının artırılması sağlanır. Verilmiş olan zararın düzelmesi için vücudun kendi iç ekolojisinin sağlanması gerekmektedir.
Toksinler en çok nerelerde birikir?
- Kan damarlarında birikiyor ise; damar sertliği ve kalp damar tıkanıklıklarına,
- Lenf bezlerinde birikiyor ise; devamlı hastalık hali, sık enfeksiyon ve sık grip geçirmeye,
- Lenf damarlarında birikiyor ise; fibromyalji, yaygın kas ağrıları ve devamlı yorgunluk hissine,
- Bağ dokuda birikiyor ise; kronik hastalıklar, romatizma, eklem rahatsızlıkları, selülit sorunlarına yol açabilmektedir.
Toksinler arttığında; atılım yapılamaz, hücrelerde, hücre aralarında, dokularda, damarlarda, bağırsaklarda, eklemlerde depolanır.
Sonuç: HASTALIK VE YAŞLANMA..
BİZLER GAYET SAĞLIKLI OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜRKEN; ASLINDA TOKSİNLER VÜCUDUMUZU İSTİLA ETMİŞ DURUMDALAR!
Peki Toksinler Ne Zaman Sorun Yaratır?
Eğer vücut toksin fazlasının tamamını dışarı atamıyor ve bu toksinler vücutta depolanıyorsa çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Bu depolanma genellikle; kalça, göbek, ense, romatizma yumruları, eklemler, lenf bezleri, bağırsaklar, çürük diş dipleri, bağ dokuda olur. Toksinlerin en çok biriktiği yer; hücreler arası alandır. Biz bu alana 'matriks' diyoruz. Matriks de atar damarlar, toplar damarlar, sinirler ve lenf damarları serbest olarak sonlanır. Bu nedenle herhangi bir şekilde vücuda giren toksin, matriks aracılığıyla tüm vücuda kolayca dağılabilir. Matriks çeşitli nedenlerle dolduğu zaman vücut artık bu toksinleri ve olumsuz etkileri yok etme yeteneğini kaybeder. Ve son bir vuruşla (üst solunum yolu enfeksiyonu, herhangi bir stres, hastalık, ilaç, vb. bir sebep) kişinin dengesi bozulur. Bu aşamadan sonra vücut bozulan dengeyi toparlayamaz ve kişide peş peşe hastalıklar, yorgunluklar, depresyon vb. sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Doktor doktor gezmesine rağmen bir türlü kendisini sağlıklı ve dinç hissedemez. Çünkü vücudun sahip olduğu denge bozulmuştur. Ve bu denge yeniden oluşturulmadıkça da iyileşme mümkün olmayacaktır. Bu dengesizliği sadece hastalık oluşumu ile sınırlamak da mümkün değildir. Bozulan denge hızlı ve erken yaşlanmayı da beraberinde getirir. İnsan bedeni normal şartlar altında 120 yaşına kadar sağlıklı yaşayacak şekilde oluşmuştur. Ama biz onu ne kadar çok toksinlerle doldurursak o kadar çabuk yaşlandırmakta ve hastalandırmaktayız.
Vücudumuzda Toksin Biriktiğini Nasıl Anlarız?
- Kronik bir yorgunluk hali
- Sık sık acıkma (bazen geceleri açlık hissi ile uyanma)
- Mide ekşimesi, gaz, hazımsızlık, şişkinlik ve geğirme yakınmaları.
- Vücutta ödem şikayetleri (şişlik)
- Aşırı ve sık yemek yeme arzusu
- Baş ağrısı ya da migren nöbetleri
- Rahatsız ve yetersiz uyku
- Gereksiz, aşırı hiddet, öfke hali
- Sık sık değişen ruh hali (gün içinde mutluluk ve mutsuzluk, sakinlik ve öfke dalgalanmaları)
- Depresyon veya bunaltı ve kararsızlık hali
- Unutkanlık
- Belirli bir sebebe bağlı olmaksızın kilo alma ve verme
- Tırnak değişikliği, tırnaklarda çatlama, beyaz lekeler, çabuk kırılma
- Saçlarda kırılma, kuruma ve aşırı dökülme
- Tekrarlayan sırt ve boyun ağrıları, eklem ağrıları, kas güçsüzlüğü kramplar
- Egzersize karşı isteksizlik
- Sık sık idrara çıkma
- Aşırı ve kötü kokulu terleme
- Göz altlarında koyu halkalar, gözde sulanma ve kaşıntı
- Tekrarlayan deri döküntüleri, isilik, kırmızı lekeler, pullanmalar, kurdeşen atakları
- Uzun süren öksürük
- Boğazda yanma ve batma hissi GİBİ ŞİKAYETLERİMİZ VARSA TOKSİNLER VÜCUDUMUZU İSTİLA ETMEYE BAŞLAMIŞLAR HATTA BELKİDE TÜKETMEK ÜZERELER?
Detox Cihazının Kilo Verdirmeye Etkisi Nedir?
Toksinler aynı zamanda yağ hücrelerimizde de birikiyor ve diyet de yapsanız, az yemek de yeseniz bir türlü bu yağları çözememenize yol açıyorlar. Bazı insanlar çok az yemek yediği halde bir türlü zayıflayamamaktan bahseder. İşte bunlar hep toksinler yüzünden olur. Vücuttan bu toksinleri attıkça kilo vermeniz ve yaptığınız diyetlerden sonuç almanız çok daha kolaylaşır. Zayıflamak isteyenler günde bir buçuk litre su içerek, uygun diyeti yaparak çok iyi sonuçlar almışlardır.
Detox Cihazının Çalışma Mantığı Nedir?
Su ile doldurulmuş özel bir kabın içerisine eller veya ayaklar konularak detoksatör denilen cihaz çalıştırılır. Belirli bir süre sonra el ve ayaklarımızda bulunan reflex noktalarından (her biri vücudumuzdaki bir organla bağlantılı olan bu noktaları gösteren ayak haritası) hücre duvarları arasında birikmiş olan toksin (zehirli) maddeler çıkmaya başlar. Bu arınma metodu hücre duvarları arasında oluşan toksin (zehirli) maddelerin vücudun dışına atılması ile son bulur. Yandaki resimlerde görünen kırmızı kan hücrelerindeki değişim ve canlılık detox un etkinliğinin bir kanıtıdır.
Son Zamanlarda Neden Detox'dan Bahseder Olduk?
İlk çağlarda yaşayan insanlar taze sebze, meyve tüketen, ağaçlardan topladığı yemişleri yiyen ve ilkel silahlarıyla avlayabildiği et, tavuk ve balık tüketen bedenlerdi. Aynı zamanda uzun yürüyüşler yapıp temiz hava soluyabilme şansları vardı. Gelişen endüstriyel teknoloji ve çalışma hayatının ve yaşamın getirdiği stres ile tanışmamıştı.. O günlerde sağlıklı yaşayan bu insanların bedenlerinin kendisine zararlı olan toksinlerden karaciğer, böbrekler, bağırsaklar, solunum yolu, ter ve deri yardımıyla atarak temizlenme şansı vardı.. Peki ne değişti? Endüstrinin giderek gelişmesiyle artan toksinler, insan metabolizmasının kendini temizleme kapasitesinden çok daha hızlı bir şekilde birikime yol açmaya başladı. Yediğimiz hormonlu gıdalar, soluduğumuz oksijensiz hava, içtiğimiz yanlış sular sonucunda organizmamız kendini temizleyemez hale geldi. Bunun sonucunda vücudumuzun PH dengesi bozuldu; alkalik ortamdan asidik ortama doğru bir değişim yaşadık. Ve mükemmel vücudumuz da bizi korumak için oluşan bu asitleri yağ hücrelerinin içine hapsetmeye başladı. Toksinler, kan ve doku kirliliği oluşturdu. Kan kirliliği de mikroplar için gerekli olan üreme ortamını yarattı. Biz de farkında olmadan bu atıkları taşımaya başladık. Zaman içinde de kilo almış, iç organları yağlanmış, metabolizması yavaşlamış, ruh sağlığı bozulmuş, günden güne yaşlanan bedenler haline geldik. Vucudumuzda oluşan hastalıklardan kurtulmanın yolu öncelikle kan zehirlenmesinden kurtulmaktır. Çünkü hastalığın sebebi kanın normal seviyesinin üzerinde toksin yüklenmesidir.
Detox ve Kanser Bakımı
Yapılan araştırmalar gösteriyorki bundan 100 sene önce kanser den ölüm oranı binde birin altındaydı. Yine yapılan araştırmalar sonucunda, İngiltere'de her üç kişiden birine yaşamlarının herhangi bir evresinde kanser teşhisi konmakta ve her dört kişiden biri bu sebeble yaşamını yitirmektedir. Bir çok kanserin asıl nedenleri arasında soluduğumuz kirli hava, organik olmayan hormonlu gıdaların tüketilmesi ve tabi ki tüm dünyada temel nedenlerden biri olarak kabul edilen obezite sayılır.
İyon Nedir?
İnsan sağlığı üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olan iyonlar bir ya da daha çok artı ve eksi elektrik yüklü atomlara ya da atom gruplarına verilen ortak isim. Artı yüklü iyonlara katyon, eksi yüklü iyonlara ise anyon deniyor. İyonlar, nötr atomlara, moleküllere ve başka iyonlara elektron katılması ya da eksiltilmesi, iyonların başka parçacıklarla birleşmesi, iki atom arasındaki ortaklaşım bağının, bağın her iki elektronunun da atomlardan birinde kalacak biçimde parçalanması yoluyla oluşuyor.
İyon Mucizesi
Alerji, nefes darlığı, dermatolojik hastalıklar, mikrobik enfeksiyonlar, uykusuzluk, zihinsel yorgunluk, stres, depresyon, kas yorgunluğu, yaşlanma... Şehirde yaşayanların sıkıntıları. İnsanı mutsuz eden bu hastalıkların nedenini, bundan yıllar önce ünlü fizik uzmanı Prof. Dr. Jacques Breton şöyle açıklamıştı: Negatif iyonların yeterli miktarda şehir içinde bulunmaması.
Havadaki pozitif iyonların, negatif etkileri tüm dertlerin temelini oluşturuyor. Pozitif iyonların negatif etkilerini yaratan başlıca nedenler ise Prof. Dr. Breton tarafından şöyle sıralanmış; Kapalı ve klimalı ortamlar, uzun süre şehir içinde araba kullanmak, sentetik koltuk döşemeleri, elektromanyetik aletler, dev ekran televizyon, video, telefon santrali, fax, fotokopi makinaları ve aşırı toz. Araştırmalar bu iyonların su bazlı olduğunu ve daha çok şelalelerin etrafında ya da çok derin denizlerde ortaya çıktığını ortaya koydu.
Negatif İyonların Yararları
Soluduğumuz havada bulunan negatif ve pozitif iyon oranları bölgelere göre şu şekildedir. Kırsal bölgelerde, havada cm3'de 3000 pozitif iyon ve 4000 negatif iyon vardır, ancak şehir içindeki bir ofis binasında negatif iyon konsantrasyonu 100'e düşmektedir. Ortalama olarak cc başına olan negatif iyon miktarları doğada şelale yakınında: 15.000 /pcs, deniz kenarında: 10.000 /cc, dağlarda: 5.000 /cc, şehir içindeki ofislerde: 50 /cc dir. Diğer taraftan havada pozitif iyonların artması, kendimizi yorgun hissetmemize, baş dönmesine ve solunum zorluğu vb. gibi etkilere sebep olacaktır.
Detox Ayak Banyosu ile Pozitif İyonların Uzaklaştırılması
Oluşan toksinler, asitler ve serbest radikallerin bir bölümü deri, böbrek, ciğer ve bağırsaklar yoluyla doğal olarak vücuttan atılır, fakat tamamı atılamaz. Ayak detoksunda kulanılan elektroliz yöntemi sayesinde ise, bedenimizde kalan atık maddeleri sağlıklı bir biçimde vücudumuzdan atmak mümkündür. Dolaşım sistemimizdeki kan, 22 dakikada tüm dolaşımını tamamlar. Bedenimizde biriken zararlı maddeler pozitif iyon yüküne sahiptir. Negatif - pozitif iyonların birbirlerini çekmesi esasıyla çalışan ayak detoks sistemi, aşırı negatif iyonlaşma ile vücudumuzda bulunan pozitif iyon yüküne sahip toksinleri, asitleri ve serbest radikalleri mekanik olarak kendine çeker. Negatif iyonlaşma kritik değerleri aştığı zaman nano büyüklükten küçük zararlı maddeler ayak tabanında bulunan 4000'i aşkın ter bezi sayesinde dışarıya atılırlar.
Suyun Renk Değiştirmesi Nelere Bağlıdır?
İyon Temizleme seansları esnasında suyun içinde birçok renk ve cisim görünür. Suyun içindeki toksinler ve partiküller, suya eklenen tuz, düzeneğin içindeki metaller ve ayak banyosu yapan kişinin alkalikliği veya asiditesi arasında bir reaksiyon vardır. Ayaklar suyun içinde olsun ya da olmasın, bunların hepsi birleşerek rengi meydana getirir. Bu reaksiyonlarla üretilen temel renk suyun özelliğine bağlı olarak bir coğrafi bölgeden diğerine göre değişir. Suyun, içinde ayaklar olmaksızın ünite çalışırken bile renk değiştireceğini anlamak önemlidir. Yukarıda tartışıldığı gibi, esas renk değişikliği su ve düzenek içindeki tüm değişkenler arasındaki reaksiyonun bir sonucudur. Bu renk değişikliği belli bir coğrafi bölgenin suyundaki ve havasındaki toksik ve kimyasal bileşenlere uygun olarak meydana gelecektir. Vücudumuzdaki toksinler spesifik bir bölgede baskın olan toksinlerle aynı görünecektir; ancak, içinde ayakların olduğu suda çok daha toksik partiküller olacaktır. Ayrıca su bazlı toksinler, kovanın ve düzeneğin kenarlarına yapışmazken, vücuttan çekilen maddelerin, deterjanla çıkarılması gereken yapışkan bir halka meydana getirdiğini de göreceksiniz.
Uyarı;
Sitemizde bilgilendirilme amaçlı konulmuş tüm yazılar ve yapmakta olduğumuz uygulamalar, bakım amacı taşımamaktadır. Web sitemiz içinde yer alan bilgiler, ziyaretçileri bilgilendirmek amaçlı olup, sağlık hizmeti niteliğinde değildir. Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve bakım amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve bakım mutlaka bir doktor tarafından yapılması gereken son derece ciddi bir işlemdir. Her türlü hastalık ya da tanı ve/veya bakım gerektiren sorunlarınız için lütfen doktorunuza danışınız. Vücudunuzdaki toksinleri yok etmeden sağlıklı yaşayamazsınız. Ion Detoks sağlıklı yaşamaya, bağşıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcınızdır!
Ayak Detox'u Kimlere Uygulanamaz?
- Kalp pili taşıyan kişiler,
- Organ nakli yapılmış kişiler,
- Hamile bayanlar, süt emziren anneler,
- Epilepsi hastaları,
- Tıp 1 diyabetli kişiler,
- O anda herhangi bir radyoterapi veya kemoterapi gören kişiler,
- 5 yaşın altındaki çocuklara uygulanmamalı,
2003 yılında kimya dalında Nobel Ödülü alan Amerikan Bilim Adamları Peter Agre ve Roderick Mackinnon iyonizasyon yöntemi sayesinde kişilerin sağlıklı yaşam standardını arttırmıştır. Peter Agre, hücre zarlarındaki su kanallarını keşfetmesiyle, Roderick Mackinnon, iyon kanalları ile ilgili yapısal ve mekanik çalışmaları ile ilgili Nobel ödülüne layık görüldü.
Arınma Sonuçları
Suyun rengi ve içeriği | Toksin ve artık madde bölgeleri | Açıklama |
---|---|---|
Sarımsı-yeşil | Böbrekler, mesane, boşaltım sistemi organları | Böbrekler yada idrar yollarında problem, Kadın hastalıkları, Prostat |
Turuncu | Eklemlerde toksin birikimi | Eklem iltihapları, romatizma |
Kahverengi | Ciğerlerde toksin birikimi | Hücre yıpranması, kilo problemleri, tütün ürünleri tüketimi |
Siyah | Karaciğerde toksin birikimi | Ağır metal yoğunluğu |
Koyu yeşil | Sindirim sistemi | Safra kesesinde toksin birikimi, kardiyovasküler sistem, bağışıklık sistemi problemleri |
Beyaz köpükler | Lenf sistemi | Lenf sistemi problemleri, Toksin birikimi, cilt alerjisiadcı düzensizlikler |
Beyaz/peynir kıvamında parçacıklar | Enzimlerin düzensiz çalışması | Mantar ve benzeri rahatsızlıklar, baş ağrıları, şişkinlik, sıvı yetersizliği, soğuk el ve ayaklar |
Siyah nokta/parçacıklar | Ağır metallerin sıkça tüketilmesi | Diabet, spazmlar |
Kırmızı nokta/parçacıklar | Kan pıhtılaşması sorunu | Varis, kılcal damar sorunları, yüksek tansiyon |